Guzel Ahlakli Gencler
Guzel Ahlakli Gencler
"Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim" buyuran Yüce Peygamberimiz (a.s.m.) "güzel ahlâk"la ilgili hadislerinden birinde şöyle buyurmuştur:
"Cömert güzel ahlâklı bir genç; cimri, ibâdet eden, kötü ahlâklı bir yaşlıdan Allah'a daha sevimlidir." (Deylemî ve Muhtarü-l Ehâdis: 88)
Bu hadiste gençler güzel ahlâka teşvik edilirken bir mukayese yapılmaktadır. Buna göre, Allah katında, güzel ahlâklı olmayan bir yaşlı, ibâdet etse bile güzel ahlâklı genç kadar sevimli değildir.
Şu hadis de gençlerimizi güzel ahlâka teşvik etmektedir:
"Bir genci, bıyıklarını kısaltması, paçalarını yerde sürünmemesi için yukarıda tutmasıyla Müslümana yakışır bir kılık kıyafette gördüğünüzde, işte o sizin en hayırlılarınızdandır. Bir ihtiyarı da bıyıkları uzun, elbisesini sürükler bir görüntüde gördüğünüzde, işte en şerlilerinizdendir. (Ramûzu-l Ehâdis, c.1, s.47)
Hazret-i Aişe (r.a.) Validemizin belirttiği gibi, "ahlâkı, Kur'an olan" Peygamber Efendimiz (a.s.m.), bütün davranışlarıyla bizlere rehber olmuşlardır. Nitekim Medine hayatı boyunca kendisinin yanında bulunan Enes bin Mâlik'in (r.a.) şu sözleri ibretlidir:
"Resûlüllaha (a.s.m.) on yıl hizmet ettim. Bana hiçbir zaman 'Üf' demedi ve yaptığım bir iş için 'Bunu neden yaptın?' veya yapmadığım bir iş için 'Bunu neden yapmadın?' buyurmadı." (Tirmizi, Birr: 68)
Gerçekten şu ifâdelere inanmak zordur. Daha doğrusu, inanılması güç olan bu durum, Peygamberimizin (a.s.m.) bir mûcizesidir. Çünkü, bırakın on yılı, on gün, belki on saat bile birlikte olunan bir kimseyle, on defa farklı düşünmek mümkündür. Anlayış, hoşgörü, şefkat, sabır, af ve yumuşak huyluluğun zirvesinde olan Nebiler Nebisi (a.s.m.), on yıl kendisine hizmet eden bir genci kırmıyor, üzmüyor, azarlamıyor. Oysa Enes bin Mâlik (r.a.), on yaşında iken Resulüllaha annesi tarafından hediye edilmişti. Onla yirmi yaş arası, bir gencin en tehlikeli ve fırtınalı dönemi olduğu halde, şefkat timsali Peygamberimiz, onu hiç kırmıyor.
Burada alınacak çok dersler var.
Yine Yüce Peygamberimizin (a.s.m.) "Bir kimse yumuşak davranmaktan mahrum ise, hayırdan mahrum olur" (Müslim, Birr: 23) şeklindeki sözü, hem bir tehdit, hem de bir teşvik niteliğindedir. Demek ki yumuşak huylu olmamak, hayırdan mahrum olmayı netice verirken, halim selim olmak da, büyük hayırlara mazhar etmektedir.
Peygamberimiz, sertlikten, öfkeden, insanları kırıp incitmekten dâima sakındırmıştır.
"Pehlivan güreşte başkasını yenen değildir. Asıl pehlivan öfke ânında kendine hâkim olandır" (Muvatta, Hüsn-ü Hulk: 12) sözüyle, öfkeyi yutmanın ehemmiyetine dikkat çekmiştir.
Bİr defasında bir adam Peygamberimize (a.s.m.) gelerek 3 defa "Hangi amel Allah'a daha sevimlidir" diye sorar. Her defasında "Güzel ahlâktır" cevabını alır. Bunun üzerine adam aynı soruyu dördüncü defa sorar. Peygamberimiz (a.s.m.) "Niçin anlamıyorsun? Güzel ahlâktır, o da gücün yeterse kızmamandır" demiştir. (Muhammed b. Mervezî, Kitâbüssalât)
Şu hadisin kendisi bile, Peygamberimizin kızmama konusundaki başarısını göstermektedir. Birçok insan aynı soruyu dört defa tekrarlayan birisine öfkelenerek hakaret edebilir. O ise, sabırla cevap vermeye devam etmektedir.
Başta zikrettiğimiz hadiste, "güzel ahlâklı bir gencin" övülmesinin bir başka hikmeti de şudur: Genç iken güzel ahlâklı olmak zordur. Bu çağda çabuk hislerine kapılan, hemen öfkelenen gençler, yok yere kalp kırabilir, insanlara zarar verebilir. Buna rağmen güzel ahlâklı olması, insanlara hoşgörülü ve yumuşak davranması, onu Allah katında sevimli kılmıştır.
Bu da genç kardeşlerimiz için büyük bir müjdedir. Allah'ın bizi sevmesi, takdir etmesi kadar mühim bir mazhariyet olamaz. Böyle bir makama ulaşmanın yolu, güzel ahlâkı kazanmaktan geçiyor.
Allah, tüm gençlerimizi güzel ahlâklı olmaya muvaffak etsin.