<?php bloginfo('title'); ?> - <?php the_title(); ?>

logo


Güzel Olan Ne Varsa..

Site Map Contacts anasayfa

ANKET

Kuran-i Kerim'i Günde Kaç Kez Okuyorsunuz?

NE VAR NE YOK



Bugün:3
Tıklanma:6
Online:
İpniz:46.197.126.132

EN GÜZEL İSİMLER


"O, yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şanını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.(Haşr-24)"

ALLAH
(Uluhiyete mahsus sıfatların hepsini kendinde toplayan İsm-i Azam)

RAHMÂN
(Bütün yaratılmışlar hakkında hayır ve merhameti tercih eden)

RAHÎM
(Çok merhamet eden, nimet veren)

MELİK
(Bütün kainatın tek sahibi ve mutlak hükümdarı)

KUDDÛS
(Hatadan, gafletten ve her eksiklikten münezzeh)

SELÂM
(Esenlik veren, kullarını selamete çıkaran)

MÜ'MİN
(Gönüllere iman ışığını veren, vaadine güvenilen)

MÜHEYMİN
(Kainatın bütün işlerini gözetip yöneten)

AZÎZ
(Yenilmeyen yegane galip)

CEBBÂR
(İradesini her durumda yürüten, dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan)

MÜTEKEBBİR
(Her şeyde büyüklüğünü gösteren)

HÂLIK
(Büyün mevcudatı takdirine uygun şekilde yaratan)

BÂRİ'
(Bir model olmaksızın canlıları yaratan)

MUSAVVİR
(Her şeye şekil ve özellik veren)

GAFFÂR
(Daima affeden, tekrarlanan günahları bağışlayan)

KAHHÂR
(Her şeye her istediğini yapacak şekilde galip ve hakim)

VEHHÂB
(Karşılık beklemeden bol bol veren)

REZZÂK
(Bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren)

FETTÂH
(Zorlukları kolaylaştıran ve iyilik kapılarını açan)

ALÎM
(Herşeyi çok iyi bilen)

KÂBID
(Rızkı tutan, canlıların ruhunu alan)

BÂSIT
(Rızkı genişleten, ruhları bedenlerine yayan)

HÂFID
(Alçaltan, zillete düşüren)

RÂFİ'
(Yukarı kaldıran, yükselten)

MUİZ
(Yücelten, izzet ve şeref veren)

MÜZİL
(Alçaltan, zillet veren)

SEMİ'
(Her şeyi işiten)

BASÎR
(Her şeyi gören)

HAKEM
(Son hükmü veren)

ADL
(Mutlak adalet sahibi, çok adaletli)

LATÎF
(Yaratılmışların ihtiyacını en ince noktasına kadar bilip, sezilmez yollarla karşılayan)

HABÎR
(Her şeyin iç yüzünden haberdar olan)

HALÎM
(Acele ile ve kızgınlıkla muamele etmeyen)

AZÎM
(Zatının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu)

GAFÛR
(Bütün günahları bağışlayan)

ŞEKÛR
(Az iyiliğe çok mükafat veren)

ALÎ
(İzzet, şeref ve hükümranlik bakımından en yüce, aşkın)

KEBÎR
(Zatının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu)

HAFÎZ
(Koruyup gözeten ve dengede tutan)

MUKÎT
(Bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratip veren, bilip gücü yeten ve koruyan)

HASÎB
(Kullarının her yaptığını bilen, onları hesaba çeken)

CELÎL
(Azamet sahibi)

KERÎM
(Lütuf ve keremi çok bol ve çok geniş)

RAKÎB
(Büyün varlığı gözetleyip, kontrol eden)

MÜCÎB
(Dualara karşılık veren)

VÂSİ'
(İlmi ve merhameti herşeyi kuşatan)

HAKÎM
(Bütün emirleri ve işleri hikmetli olan)

VEDÛD
(Kullarını çok seven, sevilmeye gerçekten layık olan)

MECÎD
(Şanı büyük ve yüksek)

BÂİS
(Ölümden sonra dirilten)

ŞEHÎD
(Bütün zamanlarda ve her yerde, hazır ve nazır)

HAK
(Varlığı hiç değişmeden duran)

VEKÎL
(Kendisine tevekkül edenlerin işlerini en iyi neticeye ulaştıran)

KAVÎ
(Gücü bizzat kendinden olan, kudretli)

METÎN
(Her şeye gücü yeten, güçlü)

VELÎ
(Sevdiği kullarının dostu)

HAMÎD
(Ancak kendisine hamdedilen, övülmeye layık)

MUHSÎ
(Her şeyi tek tek ve bütün ayrıntılarıyla bilen)

MÜBDİ'
(İlkin yaratan)

MUÎD
(Tekrar yaratan)

MUHYÎ
(Hayat veren)

MÜMÎT
(Ölümü yaratan)

HAY
(Ebedi hayatta diri)

KAYYÛM
(Her şeyin varlığı kendisine bağlı olup kainatı idare eden)

VÂCİD
(Dilediğini dilediği zaman bulan, müstağni)

MÂCİD
(Şanı büyük ve yüksek)

VÂHİD
(Sıfatlarında, özelliklerinde tek ve biricik olan)

SAMED
(Tüm ihtiyaçların, niyetlerin, övgülerin, yakarışların yöneldiği eşsiz kudret)

KÂDİR
(Her şeye gücü yeten, kudretli)

MUKTEDİR
(Kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunan)

MUKADDİM
(İstediğini öne alan)

MUAHHİR
(İstediğini geriye bırakan)

EVVEL
(Varlığının başlangıcı olmayan, ilk)

ÂHİR
(Varlığının sonu olmayan, son)

ZÂHİR
(Her şeyde tecelli eden. Tüm yarattıklarında, kendisinden görülebilir izler, işaretler bulunan)

BÂTIN
(Gözle görülemeyen, her şeyde kendinden bir güç bulunan)

VÂLÎ
(Kainata hakim olup onu yöneten)

MÜTEÂLÎ
(İzzet, seref ve hükümranlik bakimindan en yüce, aşkın)

BERR
(İyilik ve lütfu sonsuz olan)

TEVVÂB
(Kullarını tövbeye sevkeden ve tövbelerini kabul eden)

MÜNTAKİM
(Suçlulari adaletiyle cezalandıran)

AFÜV
(Hiçbir günah kalmayacak şekilde günahları affeden)

RAÛF
(Çok şefkatli, çok lütufkar)

MÂLİKÜ'L-MÜLK
(Mülkün ebedi sahibi)

ZÜ'L-CELÂLİ ve'l-İKRAM
(Azamet ve kerem sahibi)

MUKSİT
(Adaletle hükmeden)

CÂMİ'
(İstediğini, istediği zaman istediği yerde toplayan)

GANÎ
(Her şeyden müstağni, kendisi dışında her şey O'na muhtaç)

MUGNÎ
(İstediğine zenginlik verip, zengin eden)

MÂNİ'
(Dilemediği bir şeyin gerçeklesmesine müsaade etmeyen, kötü şeylere engel olan)

DÂRR
(Elem ve zarar verecek şeyleri yaratan)

NÂFİ'
(Hayır ve menfaat veren şeyleri yaratan)

NÛR
(Alemleri nurlandıran, istediği gönüllere ve zihinlere nur yağdıran)


HÂDÎ
(Hidayet veren, istediği kulunu muradına erdiren)

BEDÎ'
(Eşi ve örneği olmayan, sanatkarane şekilde yaratan)

BÂKÎ
(Varlığının sonu olmayan)

VÂRİS
(Varlığı devam eden, servetlerin gerçek sahibi)

REŞÎD
(Bütün işleri ezeli takdirine göre yürütüp, hikmet üzere sonuca ulaştıran)

SABÛR
(Çok sabırlı)


©TRNuke.net
ALLAH'ın (c.c) Güzel İsimleri

VEDA HUTBESİ

» Veda Hutbesi

Veda Hutbesi

Bismillahirrahmanirrahim

EY İNSANLAR!

Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyor um, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.

İNSANLAR!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


ASHABIM!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


ASHABIM!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

ASHABIM!

Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


İNSANLAR!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

İNSANLAR!


Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki

hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


MÜ'MİNLER!


Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.

MÜ'MİNLER!

Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


ASHABIM!

Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

İNSANLAR!

Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

İNSANLAR!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.

İNSANLAR!

Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

Şahid ol yâ Rab!

Şahid ol yâ Rab!

Şahid ol yâ Rab!

ARŞİVLER

Admin Paneli

İSTEK GÖNDER

Şuan GÜLE SEVDAL FM'de

İLAHİLER VE EZGİLER

Dinliyorsunuz

Güle sevdalı Fm

90 TANE HAFIZ DİNLE

FLATCAST TEMALARI

KABE-MEDNE CANLI İZLE

RADYOMUZ

Anket

Deneme yazı
  • Etİketler

    YARDIM ZAMANI

    reklam

    Dost Sİteler

    reklam reklam reklam reklam reklam

    Sitemizin Diger Dilleri


    Güle Sevdali FM - KeRvAnCaN - Flatcast Radyo islami Dini

    Guzel Sozler6

    Sayfa Hakkında Acıklama
     
    Güle Sevdalı FM
     
    Güle Sevdalı FM Dinle

    GÜZEL SÖZLER

    ÖVGÜ
    • Akıllı insanlar kendilerini gereğinden çok övenlerden nefret ederler. Pasteur
    • Bir kızın kusurlarını öğrenmek için onu bir kız arkadaşına övünüz. Benjamin Franklin
    • Birisi saadetiyle veya faziletiyle övünüyor, böbürleniyorsa, onda bunun ikisi de yok demektir. Hermann Hesse
    • Boş kafalı insanla mütevazı insanı birbirinden ayırmak kolaydır, birinciler hep kendilerinden bahseder. La Bruyere
    • Çirkin ve zarafetten yoksun bazı kadınlar, gerektiği gibi övmesini bildiklerinden, ömür boyunca sevilmişlerdir. Andre Mouiris
    • Eğer insanların senin hakkında iyi düşünmelerini istiyorsan, sen kendinden pek iyi bahsetme. Blaise Pascal
    • Herkesi kınamak ve herkesi övmek, akılsızların yapacağı bir şeylerdir. Benjamin Franklin
    • İdarecileri sahip olmadıkları erdemlerden dolayı övmek, ceza görmeden onlara hakaret etmek demektir. La Rochefoucauld
    • İnsan genelde, övülmek için över. La Rochefoucauld
    • İnsanlar sizden kendilerini eleştirmenizi istedikleri zaman bile, gerçekte sizden övülme bekliyorlardır. S.Maugham
    • İnsanın çocuğu ile övünmesi, kendisiyle övünmesi demektir. Somerset Maugham
    • Övgü kolonya gibidir. Koklanmalı ama yutulmamalıdır. John Billings
    • Övmenin değeri, tıpkı altın ve pırlantada olduğu gibi az olmasındandır. Samuel Johnson
    • Yaptığını öven, yaptığını yıkar. Shakespere
    Pişmanlık - Tövbe
    • Çok geç pişman olanın vay başına. Shakespeare
    • Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. Feridüddin Attar
    • Her nimetin sonu pişmanlıktır. Fazıl Hüsnü Dağlarca
    • Hiçbir zaman çıktığın kapıyı hızla çarpma, geri dönmek isteyebilirsin. Don Herold
    • İnsan istedi mi, pişman olmaya daima zaman bulur. Machiavelli
    • İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha iyidir. Cafer B. Muhammed
    • Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. Bretonne
    • Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. İmam Gazali
    • Öyle şeyler vardır ki, insan onları daha yapmadan pişman olur; fakat yine de yapar. F. Hebbel
    • Pişmanlık, düşmüşlerin masumiyeti demektir. Kleist
    • Tövbeni geciktirme. Çünkü ölüm, insana ansızın gelebilir. Lokman Hekim
    • Yaptıkları iyilikten bile pişman olan iğrenç insanlar! Cicero
    Politika
    • Bir politikacının amacı sürekli iktidar olmaktır. Bu çaba ona çoğu zaman sorun çözme görevini unutturur. Jean Monnet
    • Hata yapmak insanlara vergidir, bunu başkalarının üstüne atmak politikadır. Bill Vaugheur
    • Pencereyi kaparsanız iyi hava gelir, başkası açarsa cereyan olur. L.J.Goodyear
    • Politika gerçekleri yadsıyıp, yalan söyleme değil, gerçeklerin istediğiniz yanını göstermesidir. Churchill
    • Politika güç iştir, ona kendiliğinden atılan kimse ondan şikayet etmemelidir. Gunter Grass
    • Politika kansız savaş, savaş ise kanlı politikadır. Mao
    • Sürekli olarak kendini yönetebilmek insanın sahip olabileceği en değerli yeteneklerden birisidir. Bertrand Russell

    Sabır
    • Asıl hüner ve afiyet, bollukta sabretmesini bilmektir. İmam-ı Gazali
    • Her güç sabır ile zaman birleştirilerek sağlanır. Balzac
    • Her söz için doğruluk, her doğruluk için iş, her iş için de sabır gerekir. Hatim-i Esam
    • Hoşlanmadığına sabretmedikçe, hoşlandığını ele geçiremezsin. Hz.İsa a.s.
    • İnsanlarda riyanın karışmıyacağı, hakiki tek vasıf sabırdır. Abdülaziz Bekkine
    • Sabır acıdır, ama tatlı meyvesi  vardır. Sadi
    • Sabır, hiç yüzü ekşitmeden acıyı yudum yudum içine sindirmendir. Cüneyt Bağdadi
    • Sabır, kurtuluşun anahtarıdır. Mevlana
    • Sabırlı bir adamın öfkesinden sakınınız. La Rochefoucauld
    • Sabrın en büyüğü, Allah'ın emir ve yasaklarına karşı  sabretmektir. Ka'bül-Ahbar

    Sanat
    • Anladım işi ; San’at ALLAH ı aramakmış, Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış. Necip Fazıl Kısakürek
    • Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır. Epiktetos
    • Bütün sanatlar Allah vergisidir. Waldis
    • En güzel sanat, yaşama sanatıdır. John Macy
    • Sanat, bizi Allah'a götüren bir köprüdür. Ebers
    • Sanat, ekmek peşinde koşarsa alçalır.Aristophanes
    • Sanat kainatın içindedir. Sanatkar bunu oradan çıkarabilendir. Albrecht Durer
    • Sanat, sanat içindir. Victor Cousin
    • Sanat tabiatı taklitten başka bir şey değildir. Seneca
    • Sanat, taklidin bittiği yerde başlar. Oscar Wilde
    • Sanatın vazifesi, tabiatı kopya etmek değil, tabiatı ifade etmektir. Balzac
    • Sanatçıya iki göz yetmez. Lamartin
    Söz
    • Bela insanın sözü üzerine gelir. Hadis-i Şerif
    • Bir güzel söz söyleme sanatı varsa bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır. Epiktetos
    • Doğru sözü kimse sevmez. Cheov
    • Doğruluğunu tam bilmediğin bir sözü söyleme. Sadi
    • Esenlik ve huzur on kısım ise, dokuzu susmaktır. Hz.Ömer (r.a)
    • Eskiler, daha sonradan gelecek olanlara, söylenmedik bir söz bırakmadılar. Beydeba
    • Güzel konuşmanın sırrı, lüzumsuz sözleri terk etmektir.  Hz.Abubekir (r.a)
    • Güzel söz, sadakadır. Hadis-i Şerif
    • Güzel sözler petekten damla damla sızan bala benzer, insanın ruhuna tat verir. Hz. Süleyman a.s.
    • Her bildiğini söyleme, her söylediğini bil. Clavdius
    • Her söylediğin doğru olmalı, fakat her doğruyu söylemek doğru değildir. Bediuzzaman
    • İki şey insanı çileden çıkarır: Söylenecek yerde susmak, susacak yerde söylemek. Sadi
    • İnce sözler keskin kılıca benzer. Kalkanın yoksa geri dur. Mevlana
    • İnsan yalnız sözle insandır ve yalnız sözle bağlanırız birbirimize. Montaigne
    • Konuşmak ihtiyaç olabilir, ama susmak bir sanattır. Nehai
    • Kötü söz söyleyenin ağzının kibarlıkla kapatmak gerekir. La Rochefoucauld
    • Kuru kaşık ağza, kuru söz kulağa yakışmaz. Kaşgarlı Mahmut
    • Küçük adamların ağzından çıkan bütün sözler saçmadır; eğer bunları söyleyen büyük bir adam olsaydı nefis sözler olurdu. Moliere
    • Marifet, konuşmaktan çok sükutta bulunur. Darani
    • Ne söyleyeyim diye başta düşünmek; niçin söyledim diye sonunda pişman olmaktan iyidir. Sadi
    • Söylemediğin sözü söyleyebilirsin fakat, söylediğini gizleyemezsin. Feridüddin Attar
    • Söz ola kestire başı, Söz ola kestire savaşı, Söz ola ağulu aşı, Bal ile yağ eder bir söz. Yunus Emre
    • Söz vermek borçlanmak demektir. Hadis-i Şerif
    • Söz söylemeyi öğrenmek, kılıç kullanmayı öğrenmekten zordur. Ahmed İbşihi
    • Sözün gümüş ise sükutun altındır. Hz.Süleyman a.s.
    • Sözünü tesir edeceğini bildiğin zaman söyle. Sadi
    • Susmak, kişinin kötü söz söylemesini engelleyerek onu kibar kılar. William Faulkner
    • Susmak, insanı ele vermeyen sadık bir arkadaştır. Konfiçyus
    • Tatlı söz söyleyen, kötü söz işitmez. Firdevsi
    • Tek bir kelime, bize, karşımızdakinin akıllı mı, aptal mı olduğunu gösterir. Konfiçyus
    • Ya hayır söyle, ya sus. Hadis-i Şerif                                    
    Şaka
    • Cahil insanlarla şaka yapmak doğru değildir. Onların halleri ve dilleri, akrebin kuyruğu gibidir. Hz.Ali r.a.
    • Her şakanın içinde bir gerçek gizlidir. Novalis
    • Oğlum büyüklerle şaka etme, sana kızarlar; adi kimselerle şaka etme, sana hakaret ederler. Ömer bin Abdülaziz
    • Soğuk şakalar insanın değerini düşürür. Nasır-ı Hüsrev
    • Şaka çok ciddi bir sanattır. Bernard Shaw

    Şeref
    • Önce şeref, sonra hayat. Schiller
    • Değerli  bir adam için şeref, hayattan çok daha ağır basar. Shakespeare
    • Haksızlık karşısında eğilmeyiniz; çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz. Hz. Ali (r.a)
    • Milli şeref, milli servetin en yüksek değeridir. James Monroe
    • İktidar dalkavukluktan hazzetmeye başladığı zaman, şeref daima ayaklar altında ezilmiştir.Shakespere
    • İnsanın yalnız ekmeğe değil, şerefe de ihtiyacı vardır. Lacardarie
    • İşler iş olarak şerefli veya şerefsiz diye ayrılmazlar, yapılışlarındaki maksada göre şerefli veya şerefsiz sayılırlar.Aristoteles
    • Ölüm hiç bir şeydir; asıl yenik ve şerefsiz yaşamak her gün ölmektir. Napolyon
    • Önce şeref, sonra hayat. Schiller
    • Şeref, sarp kayalıklı, kumsalsız bir adaya benzer; dışına çıktıktan sonra bir daha içeri girilmez. Boileau
    • Şeref ve erdem ruhun süsüdür; bunlar olmasa, beden asla güzel gözükmez. Cervantes
    • Şerefe hak kazanmak, ona sahip olmaktan daha değerlidir. Thomas Fuller
    • Şerefini kaybedenin, kaybedecek başka bir şeyi yoktur. Publius Syrus
    • Şerefini kaybettikten sonra yaşamaktan daha feci ölüm olur mu? Rousseau
    • Şerefim zedeleneceğine binlerce defa ölürüm, daha iyi. Addison
    • Şerefsizlikten daha sert yatak, daha keskin soğuk, daha acı sefalet olur mu? Eichendorff
    • Şöhret, kazanmak zorunda olduğumuz bir şeydir; şeref, kaybetmemek zorunda olduğumuz bir şey. Schopenhauer
    • Zenginlik ve şeref, herkesin istediği şeylerdir. Eğer bunlar doğru bir yolda kazanılmazsa, pek çabuk kaybedilir.  Konfiçyus

    Şöhret
    • Başkalarının şöhretinin enkazı üzerine şöhret kuran adamdan nefret ederim. John Gray
    • Bazı kimselerin medh ü senası, doğu ile batıyı doldurduğu halde, Allah katında sivrisineğin kanadı kadar değer taşımaz. Hadis-i Şerif
    • Dininde ve dünyasında parmak ile gösterilmek, kötülük olarak kula yeter. Allah Teala'nı korudukları müstesna. Hadis-i Şerif
    • Erken meşhur olmuş  bir isim kadar ağır yük olamaz. Voltaire
    • Şan ve şöhret: bu iki ihtiras ihtiyarlık bilmez. Plutarkhos
    • Şöhret, ancak küçük dozlarla alındığında faydalı bir zehirdir. Balzac
    • Şöhret, rüzgara benzer; her zaman aynı yöne doğru esmez. Dante
    • Şöhret, uzaktan güneş  gibi parlak ve ısıtıcı; yaklaştınız mı bir dağ tepesi kadar soğuktur. Balzac
    • Şöhretin peşinde koşmaya tenezzül etmeyenleri, şöhret kendisi takip eder. Shelley
     
     
    Ana SayfaForumTüm Kodlarımız Facebook Facebook Facebook Sayfamız İletişim Yardım & Destek


    Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
    Ücretsiz kaydol